Gürcülerde Endonim ve Egzonim

Kategoriler
/
Genel
/
Gürcülerde Endonim v...

Gürcülerde Endonim ve Egzonim

Yeryüzünde birçok halk var ki onların isimleri kendi dillerinde başka, kendilerinin dışındaki milletler tarafından adlandırılmaları ise başka şekillerde karşımıza çıkmaktadır.


Yeryüzünde birçok halk var ki onların isimleri kendi dillerinde başka, kendilerinin dışındaki milletler tarafından adlandırılmaları ise başka şekillerde karşımıza çıkmaktadır. Bazen aynı halkın adının farklı dillerde farklı kelimelerle ifade edildiğini, farklı terminoloji kullanıldığını görürüz.

Dünya üzerinde bu konuda bir uzlaşma bulunmadığı gibi böyle bir şeyin beklenmesi de söz konusu olamaz. Bazen bir ülke veya milletin adının başka bir dilde aynı veya benzer şekilde dile getirilmesi halinde bile aslından uzaklaştıran anlamlar ortaya çıkabilmektedir. Bu konuda bize en yakın ve bilinen bir örnek olarak Türkiye adının İngilizce olarak Turkey olarak yazıldığını ve bunun aynı zamanda “hindi” anlamına geldiğini hatırlatalım. Batılıların Egyp dediği bir Kuzey Afrika ülkesi olan Mısır’ın Türkçede karşılığının mısır bitkisi ile benzerliğini çoğumuz çocukluk çağımızda keşfedip bununla ilgili çocukça espriler yapmaktan geri durmamışızdır.

İsimlerin kelime anlamlarını bir tarafa bırakacak olursak; toplumların kendilerine verdikleri isim “endonim” başka toplumların onlara verdiği isim ise “egzonim”dir. Farklı dillerde söylenişlerinde ses ve söyleniş farklılıkları olsa da Türk, Alman, Bulgar, Rus, İngiliz, Arap, Kürt gibi birçok terim hem o halkların kendi dilinde böyledir hem de başkaları onlara bu şekilde hitap ederler. Ancak durum her zaman bu kadar basit değildir. Örneğin Türkiye’de Ermeni diye hitap ettiğimiz halk kendine Ermeni değil Hayk diyor. Gürcüce’de Somekhi Ermeni anlamına gelirken batılılar Armenian diyorlar. Yani Hayk-Ermeni-Somekhi bu üç kelime aynı anlama geliyor. Yunanlıların durumu da bundan farklı değildir. Türkiye’de Yunan kelimesi kullanılırken o halk kendine Hellas, Gürcüler Berdzeni, batılılar ise onlara Greek diyorlar. Hellas-Yunan-Berdzeni-Grek kelimeleri aynı halkı ifade ederken Hellas kelimesi endoetnonim, Yunan-Berdzeni-Grek kelimeleri ise egzoetnonimdir.

Gürcü kelimesi de Türkiye’de bir halkı ifade etmektedir. Bu kelime hem Türkiye Gürcüleri hem de Gürcistan halkını ifade eder. Gürcistan halkı ise kendisini Kartveli olarak tanımlar. Onlarla çok eski çağlardan beri komşu olan Persler (İranlılar) Gürcü kelimesi ile hitap etmişler, Kafkasya ve Ön Asya’ya daha sonra gelen Türkler de İranlılar vasıtası ile tanıdıkları için bu halka Gürcü diye hitap etmişlerdir. Türkler Selçuklular döneminde de Osmanlı İmparatorluğu döneminde de bu halkı Gürcü kelimesi ile tanımlamış, Osmanlı İmparatorluğu döneminde Müslüman olan ve bugün büyük çoğunluğu Türkiye sınırları içerisinde yaşayan kesimini de Gürcistan’da yaşayan Hıristiyan Gürcüleri de, bu etnonim ile adlandırmıştır.

Kartveli-Gürcü topluluklarının Romalılar döneminde hangi etnonimle adlandırıldığı üzerinde durmayacağız. Bu bizi konumuzdan uzaklaştırır. Günümüzde batı dünyası Gürcü halkını Georgian, Ruslar Gruzin, Ermenler ise Vrask olarak adlandırmaktadır. Yani “Kartveli-Gürcü-Georgian-Gruzin-Vrask” kelimelerinin tamamı aynı halkı ifade etmektedir.

Türkiye’de yaşayan Gürcüler; Osmanlı İmparatorluğu sınırlarının daralması sonucu İmparatorluğun elinden çıkan, bugün Türkiye sınırları dışında olan topraklardan göç ederek Anadolu’nun farklı illerine serpiştirilmiş Muhacir Gürcüler ve anavatanları Türkiye sınırları içerisinde kalan topraklar olan, orada yaşayan veya oradan Türkiye’nin her yanına dağılmış otokton Gürcülerdir. Gerek Muhacir Gürcüler, gerekse Otokton Gürcüler XIX. Yüzyıl son çeyreğine kadar anavatanlarında yaşadılar. Onlar Osmanlı İmparatorluğu egemenliği altına girdikten sonra zaman içerisinde Ortodoks Hıristiyanlıktan Müslümanlığa geçmişlerdi. O dönemde Müslüman olan bu halk, Kartveli kelimesinin, aynı dili konuştukları fakat halen Hıristiyan olan bölge halkını tanımladığı ve kendi geçmişlerindeki Hıristiyanlıkları ile özdeşleştiğinin vaaz edilmiş olması için olacak, Kartveli kelimesini kendileri için kullanmaz oldular. Onların eski dinlerini muhafaza eden kardeşleri Ortodoks Hıristiyan Kartveli’ler de Müslüman olan kardeşlerine Müslüman oldukları gerekçesi ile genel itibari ile Türk anlamında Tatar demeye başladılar. Çünkü o dönemde hem Avrupa’da, hem Osmanlı’da, hem de doğal olarak Gürcistan’da din milletle eşanlamlı kullanılmakta idi. Ancak Müslüman olanlar Türklüğü de kabul etmiyordu. Osmanlı İmparatorluğu sınırları içerisinde, kendi anayurtlarında yaşayan bu Müslüman Kartveliler kendilerine yeni bir isim icat ettiler ve yaklaşık Türkçe karşılığı “bizden” olan “Çveneburi” kelimesini kendi aralarında kullanmaya başladılar. Türk halkı ile diyaloglarında ise kendilerini onların tanıdığı biçimde Gürcü olarak ifade ettiler. Bu anlayış onların anayurtlarından göçü sonrasında da devam etti. Rusya da Gürcistan’ı ilhak ettikten sonra bundan yararlanmayı bildi. İş o hale geldi ki Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra Gürcistan’da yaşayan Gürcülerden birçoğunun Gürcistan dışında soydaşlarının yaşadığından yeni haberi olmuştu.

Ancak bilgiye ulaşmanın kolaylaştığı, iletişim imkânlarının son derece geliştiği çağımızda dahi kavram kargaşası geçerliliğini kısmen korumaktadır. Sonuçta Sakartvelo-Gürcistan-Georgia’nın anlamı nasıl aynı ise Kartveli-Çveneburi-Gürcü-Gruzin-Georgian-Vrask kelimeleri aynı halkı ifade etmektedir. Çeşitli nedenlerle veya durumdan vazife çıkartmak sureti ile hala insanları yönlendirmeye çalışanlar bu eşitliğin anlaşılmaması için gayretlerini sürdürüyor. Yersiz dini, siyasi, tarihi endişe taşımayan, üzerine başka etiketler yapıştırılmasından hoşlanmayan, normal eğitim düzeyinde ve ruh halindeki her insan için bu eşitliği anlamak son derece kolaydır.

Kategorideki Diğer Yazılar